Memleketine Adanmış Ömrün Adı Akın Gönen

Niğde’ye, yani doğup büyüdüğü topraklara ve kendisini oylarıyla önce, milletvekili ardından da Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihine Devlet Bakanı olarak geçiren , hemşehrilerine hizmete adanmış bir ömrün adı, Akın Gönen..1942’de Niğde’nin Bor ilçesinde doğan Akın Gönen, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni bitirdikten sonra Gazi Üniversitesi’nde Kamu Yönetimi konusunda master yaptı. Ve bu yaptığı master ve siyasi çevrelerle kurmuş olduğu mükemmel insani ilişkiler ve dava adamlılığı ile devlet adamlılığının ince çizgisini fevkalede ayırt edip taşıyabilen Akın Gönen, bir süre sonra Şanlıurfa Valiliği ve Belediye Başkanlığı ile ardından Çankırı Valiliği yaptı. Ara seçimde 17.dönem milletvekili olarak TBMM’ne adım atan Akın Gönen sırasıyla İzmir, Manisa va ardından yine Niğde illerini temsil üç dönem daha milletvekilliği yaptı. 1991 erken seçiminin ardından SHP-DYP ortaklığıyla kurulan 49. Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti’nde Devlet Bakanı ve hükümet sözcüsü olarak görev aldı. Bu dönemde İnönü ve Demirel’in yanısıra Tansu Çiller’in de isminin hükümet listelerinde adının yer almaya başladığı yıllardı. Özal’ın Cumhurbaşkanı iken vefat etmesinin ardından Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı seçilince hükümet sona erdi ancak yeni hükümet kurulana kadar Erdal İnönü Başbakanlığa vekalet etti. Tüm bunları şunun için yazdım, birisi bir isim memleketinde bir marka oluyorsa boşuna olmuyor. Daha genç bir avukatken hemşehrilerinin güvenini kazanan Akın Gönen, bu güven itibarını halen ve yaşadığı pekçok sıkıntılı olaylara rağmen hiç bozmadan korumuş ve bugünlere kadar bilakis üstüne koyarak gelmiştir. Hakikaten Akın Gönen için, ömrünün bugüne kadar yaşanan bölümlerini içeren bir değerlendirme yapılarak bu en kısa şekilde özetlensin dense, tek cümle, Niğde’ye hizmete adanmış ömrün adı Akın Gönen cümlesi olurdu.Onun için de yukarda bu cümleyi bilerek kullandım ve eminim ki, Akın Gönen siyasetin içinde yer alıp da bugüne kadar isminin “yeddi eminliğini” koruyabilen birkaç siyasetçiden biridir. Bu üzden de ne zaman Niğde ile ilgili bir konu gündeme gelse, Akın Gönen’in ağzından çıkacak cümlelerin her daim bir etkisi ve hissedilir bir özgül ağırlığı vardır. İşte bu özgül ağırlığın etkisiyle bugünlerde Akın Gönen kendini oldukça üzüntülü ve kırgın hissediyor. Derdi yine kendisi değil ve yine Niğde ve de Niğde’nin geleceği üzerine tabiri caizse oynanan oyunlar ve maç başlamışken değiştirilen oyun kuralları yüzünden Niğde’nin uğrayacağı zararlar. Devlet eski bakanı Gönen diyor ki, “Son yirmi yıl içerisinde Niğde ilinin gelişim ve geleceği için tasarlanan ve temeli atılan iki büyük yatırım vardı. Ancak bu konuda ortaya çıkan yeni görüşün bizi çok üzeceği anlaşılıyor.”Üzüntüsünün kaynağı ise 13 Ocak 2019 tarihli resmi gazete çıkan bir karar ile GÜNEŞ ENERJİ PROJESİ’nin iptal edilmiş olması. Haksız da sayılmaz.. Hatta ziyadesiyle haklı üzüntüsünde de, kırgınlığında da. Öyle ya, önce yapılacağı söylenen ve Niğde- Bor için ihaleye çıkarılan 300 MW’lık YEKA Güneş Enerji Projesi sonra ihale edileceği söylenerek alınan son dakika kararıyla iptal edilmişti.Şimdi herkes gibi bizim de kulağımıza gelen bilgilere göre bu dev proje küçük parçalara bölünerek 74 ayrı ihale yapılacakmış.Yani BÜYÜK NİĞDE YEKA PROJESİ sizlere ömür,eskilerin tabiriyle yer ile yeksan oldu gitti bile. Öyle görünüyor. Yine Devlet Eski Bakanı Gönen’i memleketi adına üzen bir başka konu da, Niğde Bor Organize Sanayi Bölgesi’nde , son seçimler öncesi Enerji Bakanı tarafından temeli atılan GÜNEŞ HÜCRE PANEL PROJESİ’nin de sıkıntıda olması… Çünkü Enerji Bakanlığı’nın yeni görüşüne göre güneş hücre panelleri işinde model değiştirilerek, cam ve çerçeve yerli mal olurken, GÜNEŞ HÜCRESİ yani işin asıl kısmı, beyni yabancı üretim olacakmış. Kısacası ,güneş hücresi yerli ve milli olmayacak ve böylece, bu konuda bizim mühendis, bilim ve iş adamlarımız ile firmalarımız devre dışı bırakılacakmış. Artan nüfusa ve gelişen dünya konjöktürüne bakarak ve dahi yakın komşu illerle yıllara sarih olarak kıyaslayarak değerlendirildiğinde,kalkınma ve buna bağlı işsizlik sorunlarını son dönemde hissedilir şekilde artan Niğde’de, artık bu ve benzeri son dakika ayak oyunlarına son verilmelidir. Kamuoyunun dikkati tamamen bu son dakika ayak oyunlarına ve değişikliklere çevrilerek Niğde’nin tam oldu derken, tam işsizlik soruna hafifleyecek ciddi yatırımlar geliyor derken, burada da çırak çıkarılmamalıyız. Ömrünü memleketine hizmet için adamış olan Akın Gönen’in de gönlünde başka sevda beyninde de başka bir mim yok, tek ortak payda: Niğde’nin gelişmesi , Niğde’nin son anda kaybeden olmaması ve Niğde’ye sahip çıkılması. Akın Gönen yine birşeyleri görmüş enazından hissetmiş olmalı ki, memleketi adına uğranılacak kayıplara şimdiden dikkat çekiyor ve tünelin ucundaki ışığın “üstümüze gelen tren mi , yoksa işsizlik tünelinden çıkışın ışığı mı” olduğuna dikkat edilsin diyor, Çok şey mi diyor ? Hayır ve asla ! Gelelim bir yıl önceki Bor’da, dev projelerin temellerinin atılması törenlerine… Bor İlçesi’nde bir yıl önce tarihi bir gün yaşandı. Bor için Niğde için Türkiye’nin enerji ve buna bağlı olarak ileri teknoloji de merkez olması , üs olması için çok ama çok önemli bir adım yani temel atıldı. Bunun yanısıra bir de yıllardır süren Akkaya çevre felaketinin çözümü için arıtma tesisinin de temeli atıldı. İkisi de Niğde için Bor için hayat memat meselesiydi ve temelleri atıldı. Bir süre önce Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Türkiye çapında 19 projeye çok büyük destek verildiği açıklanmıştı. İşte bu projelerden biri de Bor ilçesinde Güneş Enerji Panel ve Hücre üretimi fabrikası kurulması idi. Temeli atıldı. Çok şükür ama törende yapılan pekçok ağdalı ve cafcaflı kalabalık sözlerin ve hamasi nutukların yanısıra kulaktan kulağa fısıldanan ve herkesin içini cız eden iddia vardı ki, söylenen aksine proje tam manasıyla yerli ve milli değildi yani hepsi tamam da hücre üretimi tamamen yabancı menşeili idi. İşte bu başta Akın Gönen olmak üzere yerli ve millilik sevdası peşine düşen herkesin yüreğini içten içe dağlamış ve daha şimdiden yakmaya başlamıştı. Törende konuşan yatırımcı firma yöneticisi Serhan Süzer konuşmasında; “Süper teşvik alan 19 firmadan biriyiz, aldığımız teşvik meblağı yaklaşık 4.2 milyar lira civarında, teşvik ile ilgili yanlış bir algı var sanki piyango vurmuş gibi düşünülüyor. Bu algı doğru değil. Bu teşviği kullanabilmemiz için bizlerin 700 milyon dolarlık yatırım yapıp, üretime geçip satış ve gelir elde etmiş olmamız lazın, bundan sonra vergi ve diğer operasyonlarla ilgili konularda geçerli olacak yani öncelikle 700 milyon dolarlık yatırımı yapacağız ve faaliyete alacağız fabrikamızı” diyerek dilden dile dolaşan “piyango vurdu tam 4.2 milyar TL’lik teşvik aldılar “cümlesinin aslında çok ciddi yani 700 milyon dolarlık yatırımın yapılması ve işletilmeye başlanması ön şartını üstüne basa basa anlatıyordu. Süzer, gerekenin iki katı arazi edindiklerine dikkat çekerek, aslında bu arazide kurulacak tesisin üretilmesi planlanan 2 milyar watt üretim için yeterli olduğunu ama yakın zamanda hızla gelişme ihtimaline karşı araziyi büyük tuttuklarını söyledi. Bu tip stratejik yatırımlarda böyle yüklü bir sermayeyi ülkemize çekebilmek için, teşvik mekanizması gerçekten kritik. Bu fabrikanın yatırımı ile ilgili uzun bir hazırlık sürecini geçtik ve şuan her konuda hazırız, bugün de temelini atıyoruz. Tek amacımız işlerimizi hızlandırmak ve sağlam bir finansman yapısı ile bu işi devam ettirebilmek için yabancı sermayenin ülkemize girişini kolaylaştırmak gerekiyor. Burada Sanayi ve Teknoloji Bakanlığına talebimizi aktardık onlardan da son bir onay bekliyoruz” dedi. Eko-re Temiz Enerji Ceo’su Serhan Süzer yerel ekonomiyi destekleyeceklerini belirtiği konuşmasında işe alımların nasıl olacağı konusunda da net bilgiler verdi. Süzer; “Fabrikamızda 1.500 kişi istihdam etmeyi planlıyoruz. Bizim çekim gücümüz ile birlikte 1. Sınıf güneş enerjisi firmaları buradaki istihdamı 5.000’e çıkartacaktır. Sizlere burada iki önemli mesaj vermek istiyorum. Öncelikle işe alımlarda kriterimiz liyakat olacak. Kim işinde iyi ise, kalifiye ise iyi karakterli ve çalışkan ise onu işe alacağız. Lokal ekonomiyi sonuna kadar destekleyeceğiz. Bu kriterlere uymayan benim yakınlarım dahi işe giremez. Bu konuda görüşümüz nettir. İnsan kaynakları konusunda herkes için aynı prosedürü işleteceğiz” diyerek son zamanda bu konularda oluşan popülizme set vurdu. Serhan Süzer bu yatırımın tamamlanmasının ardından Niğde’nin Türkiye’nin güneş enerji üssü olacağına dikkat çekerek, “ İkinci mesajımda biz burayı güneş enerji üssü yapmayı istiyoruz. Bizimle birlikte buraya gelecek, invertör, solar kablo, konstüriksiyonekipmanları ve batarya sistemleri üreten birinci sınıf firmaları etrafımızda toplanmasını istiyoruz. Güneş enerjisi ihtisas alanı olarak belirlenen bu alana sektör dışı firmaların veya sektörde hiç bilinmeyen 2. 3. Sınıf firmaların toplanmasına kesinlikle karşıyız.”diyerek yakın zamanda aslında sorun haline gelebilecek bir hususa daha işin başında dikkat çekiyordu. Bor OSB’de kurulacak bu yatırımın yüzde sekseninin ihraç edileceğini ifade eden Süzer, daha şimdiden piyasaya verilen güven ile 200 megawattlık ürünün satıldığını müjdeledi. Akın Gönen’in endişelerine adeta yanıt verircesine bir konuşma yapan Ak Parti Niğde milletvekili Yavuz Ergün konuşmasında yatırımın tamamının yani yüzde yüzünün yerli ve milli olacağını savunarak şunları söyledi : “İlimiz için, ilçemiz için öncü olarak bir yatırıma şahit oluyoruz. Yüzde yüz yerli güneş paneli üretimi gerçekleştirilecek olan bu yatırımın Niğde’mize ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum. Bugün burada sadece bir fabrika temeli atmıyoruz. Türkiye’yi ileri teknolojiyi yakalayan, enerji noktasında sayılı ülkelerden biri haline getirebilecek olan ve Niğde’de onlarca sektörü peşinden getirecek olan tüm Niğde’yi ülkemizi, dünya çapında tanınan bir yer haline getirecek olan projenin ilk adımını atıyoruz. “ Fabrika üretime geçtiğinde yaklaşık doğrudan ve dolaylı olarak toplamda beş bin kişiye istihdam yaratılacağını da söyleyen milletvekili Ergün, “Dünyada sadece 4 ülkede üretilen güneş hücrelerinin üretileceği bu yatırımla birlikte Niğdemiz bir teknoloji üssü olacak. Bor Enerji İhtisas Bölgesine kurulacak olan güneş enerji sistemleri Allah’ın izniyle tamamen yerli üretim olacaktır” dedi. Milletvekili Yavuz Ergün’ün bu sözlerine karşın Akın Gönen’e gelen bilgiler hücre üretim işinin tamamen yabancıların elinde ve bilgisinde olacağı yönündeydi. Şimdiden bu konuda Niğdeliler olarak gerekli hassasiyetin gösterilmesiyle, yıllar sonra üretim başlayınca işin beyninin yabancıların elinde olduğunun görülmesi ve iş işten geçmiş olduğunu görerek dövünmenin önüne geçilebilir. Gerçekten hücre üretiminin de yerli ve milli olup olmadığının en açık haliyle belirtilmesi ve projedeki tüm sözleşmelerde açıkça yazılması gerekiyor.Bunun dışındaki “hele olsun da bakarız” cümlesi şimdiden işin beyninin , kalbinin yabancılara teslim edilmesine hizmet eder. Niğde Valisi Yılmaz Şimşek de, bu dev tesisin üretime geçmesiyle güneş enerji panellerinin yurt dışından ithal edilmesinin tamamen sona ereceğine vurdu yaptı. Enerji Bakanı Fatih Dönmez de Bor için bu tarihi temel atma töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin kabuğunu kırmaya devam ettiğinin bir örneğinin de, Bor’da kurulacak bu dünya çapındaki güneş enerji üssünün olduğunu söyledi. Bakan Dönmez ayrıca Bor Karma OSB’sinin doğalgaz talebinin artık karşılanma zamanının geldiği müjdesini de vererek,”Botaş ile de görüştük inşallah en kısa sürede Bor OSB’ye doğalgazı getireceğiz. Burada biraz güç birliği yapmaya ihtiyacımız var. Bu iş biraz birlikte hareket etmekle mümkün olabilecek bir konu. Hem sanayicimiz, hem OSB yönetimimiz hem de gaz dağıtım kuruluşumuz, bakanlığımızın da desteği ile inşallah bu yükün altından kısa sürede kalkmış olacak” dedi Temeli atılmış bu tesis başta Bor’umuz olmak üzere Türkiye’ye hayırlı olsun ancak orada konuşalanları ve taahhütleri bir kere de burada yazdım ki, ömrünü memleketine hizmete adamış olan Devlet eski Bakanı Akın Gönen’in “HÜCRE ÜRETİMİ YABANCILARA AİT OLACAKMIŞ BUNU DÜZELTMEMİZ VE ÖNLEMEMİZ LAZIM” uyarısı unutulmasın ve hep hatırlansın. Çünkü bu temel atma töreninde Gönen’in ısrarla vurguladığı yabancı parmağının ucunun bile tesiste olmayacağı, tesisin tamamının yani yüzde yüzünün yerli ve milli üretim olacağı söylendi. Söyleyenler de öyle sıradan insanlar değil, bu memleketin valisi, milletvekili ve dahi Bakan’ı. Yüzde yüz yerli ve milli tesisimiz Bor’a ve Türkiye’ye bir kere daha hayırlı olsun !