SİYASETÇİLERİN DİLEKLERİ SİGARA PAKETİ ÜSTÜNE YAZMANIN YENİ HALİ “TEMAYÜL VE ANKET”
Hiç kimse öküz altında buzağı arayarak yazacaklarımı sadece bir partiye ve genel başkan ile genel merkeze karşı özel eleştiri olarak görmesin.!!! Çünkü değil.
Yazının muhatabı şimdiye kadar onlarca yıldır yazdığım onlarca yazıda dile getirdiğim hakimiyetin asıl sahibi yani yani milli egemenliğin kayıtsız şartsız sahibi olan milletin aday belirlemede bu iradesinin önüne geçilerek noter konumuna düşürülmesinin yanlışını ve bu demokrasimize yakışmayan yanlışın mutlaka ortadan kaldırılması konusundaki milletimizin elçiliğidir.
Bu elçiliğin gayesi on yıllardır Türkiye’deki aday belirlemedeki fiili yanlış durumu ortaya koyduğum! söyleye, söyleye dilimde tüy biten ve bu can bu tende, bu akıl bu başta oldukça da talebin gereğinin yapılmasına kadarda tüm meşru yolları deneyeceğim muhatap iktidar ve muhalefet ayırımı yapılmadan siyasi partilerin tamamıdır.
Bizim yaşımız ile bizden beş veya 10 yıl daha yaşlı veya genç olanlar başlıkta yazdığımı çok iyi bilirler.
Başbakan Menderes ve kendisi gibi dindar oldukları ve inançlarından gelen imanlarıyla vatandaşlara yaptıkları hizmetleriyle milletin adamı olmayı sağlayan düzenlemeleri kendi zararlarına gören emperyalistlerin emriyle yapılan 27 Mayıs 1960 darbesinin ardından şehit edilmeleriyle 1950-60 arasındaki 10 yıllık her konuda destanlar yazılan DP nin hizmetlerinin devamının önüne çıkartılan anayasal düzenlemelerle engellendi.
Bu engellerin ilki 1961 Anayasasıyla o zamana kadar kayıtsız ve şartsız, amasız ve fakatsız olarak milletin emrinde olmalar gereken atanmışlar Türkiye Büyük Millet Meclisinin kapısında yazılı olan hakimiyetin kayıtsız ve şartsız milletin olduğu cümlesini kelime oyunlarıyla bertaraf ederek milli egemenliğin asıl sahibi olan milleti küçük ortak, atanmış ve seçilmişleri ise %51 le büyük ortak haline getirilmesidir.
Bu anayasal düzenlemeye ve bununla egemenliğin büyük ortağı haline getirilen silahlı ve silahsız bürokratların Meslek Odaları ile sendikaların fiiliyatta yasamayı ve yürütmeyi yapanların üstünde darbenin korkusunu demeklesin kılıcı gibi daima aralıksız olarak 15 Temmuz Alçak kalkışması da dahil o zamana kadar sallandırdılar.
MEZRA,KÖY,BELDE VE İLÇE İLE İL MERKEZLERİNİ GEZEN SİYASETÇİLER VATANDAŞLARIN KENDİLERİNE İLETTİĞİ SIKINTILARINI SİGARA PAKETİ ÜSTÜNE YAZAR BİTİNCEDE ANKARAYA GİDERKEN TUZ GÖLÜNE ATARLARLARDI
Aday belirleme yöntemi şimdikinin çok daha ilerisinde olan ve kimin hangi makama aday olacağına her partinin delegesinin sandıkta karar verdiği zamanda kırsaldaki vatandaşlar çok, çok istisna dışında milletvekilleri ve diğer siyasetçileri her seçimden muhtemelen bir ay veya seçime daha az zaman kaldığında oya talip olmak için mezra veya köye geldiklerinde görürülerdi.
Ziyaretlerinde bir defa benimde çocukluğumda şahit olduğum gibi muhtar veya ziyaretlerinde kendisiyle muhatap olan vatandaşlar arasında öne çıkana kartvizitlerini vererek Ankara da bir işleri olduğunda kendilerinin aranmasını istemenin dışında birde istekleri var ise bunu sorarlardı.
Bu istekler ise o zaman siyasetçilerin içtiği ülkemizin en lüks sigarası olan Yenicenin paketi üzerine yazarlardı.
İsteklerini yazdıranlar not alınanın gereğinin yapılmayacağını ”Bu üstüne not alınan sigara paketi bittiğinde o zaman böylesi çevre hassasiyeti hiç bilinmediğinden notu alanın paketi tuz gölüne atacağını söylerlerdi.
MEVCUT ADAY BELİRLEME YÖNTEMİ OLAN YAPANLAR DIŞINDA SONUCU KİMSENİN BİLMEDİĞİ TEMAYÜL YOKLAMASIYLA YİNE TELEFONDA YAPILAN ANKETİN SİGARA ÜSTÜNE YAZILANDAN HİÇMİ HİÇ BİR FARKI YOK!!!
Şu anki asla ve asla demokrasimize yakışmayan hatta demokrasimizin alnındaki kara leke olan aday belirlemedeki sözüm ona yöntemlerden ilki olan temayül yoklamasında oy kullananlarda dahil kimin hangi aday adayına ne kadar oy verildiği bilinmezken, ikinci yöntem olan telefonla yapılan birkaç kez bana da denk gelen anket ile diğer anket yöntemlerini de 1977-95 arasında Günaydın gazetesi adına Niğde ve Kırşehir ile Aksaray da defalarca anket yapan olarak konuya olan hakimiyetimden bu iki yöntemin sigara üstüne yazılandan hiç mi hiçbir farkı yok.
Ülkemiz ve demokrasimize asla ve asla yakışmayan bu kara lekeden milletimizin kurtulması için mevcut tüm parti üyeleri ve delegelerinin iptal edilmesi, her partinin sıfırdan Seçim Kurulu gözetiminde mezra ,köy ve beldeler ile ilçeler ve merkez ilçelerle büyük şehirlerde mahallinde üye yazılmasının sağlanması.
Yine mahallinde bu üyeler arasından köy, belde ile ilçe ile merkez ilçe delegelerinin seçilmesinin sağlanması.
Delegelerden belde delegelerinin kimin beldelerinin belediye başkanlığına aday olacağına, İlçeler ile merkez ilçelerinde de kimin Belediye başkanlığı ile İGM üyeliğine aday olacağıyla büyük şehir belediye başkanlığına da yine aynı şekilde mahallindeki delegelerin karar vermesinin sağlanması..
Milletvekilliğine ise tek seçim bölgesi olan illerde il delegelerinin ve seçim bölgesi çok olan yerde ise her seçim bölgesindeki delegelerin kimin aday olacağına sandıkta karar vermesi ve sandıktan çıkanın seçilmesine yasal engel hali yok ise sandıktan çıkanın aday yapılmasının sağlanması dileğiyle. Rabbim yar ve yardımcımız olsun