ŞANLI MALAZGİRT ZAFERİNE TÜRK VE KÜRTLERİN DİN KARDEŞLİĞİNİN UNUTULMAZ ETKİSİ!!!
Cumartesi’den devam.
Bugün bahşeden Mabudumuza şükrederek 953. yıl dönümünü göğsümüz kabararak şerefle kutladığımız şanlı Malazgirt Zaferinin elde edilmesi konusunda Müslüman Türk kardeşlerinin imdadına yetişen Kürtlerin önemli katkısını daha net ve açık şekilde yazmayanlar bile bu savaşta Kürtlerin büyük etkisi olduğunu belirtiyorlar.!!!
TÜRK VE KÜRTLER’İN DİN KARDEŞLİĞİYLE ETLE TIRNAK OLMALARININ DAHA İYİ ANLAŞILABİLMESİ İÇİN ÖZELDE MALAZGİRT’TEN SONRA GENELDE İSE DİN KARDEŞİ OLMAYLA GELEN SOMUT’A BAKMALI
Tarihte ve günümüzde maalesef birçok kişi özellikle dini inancı kıt olan veya isimleri bizden olsa da cismen başka dinlerin içimizdeki kriptolarından olan münafıklardan İsrail yatçılığın destekleriyle köşe başlarını tutanlar yüce dinimizin emri olan “Müslümanlar kardeştir” emri gereğini yapan.
Bu İlahi emir gereği başlayan ve başladığı günden günümüze kadar aralıksız olarak devam eden kadim Türk ve Kürt kardeşliğini kendi tahrif edilen gizlice bağlı oldukları inançlarının idealleri için tehlikeli görürler.!!!
Bunlar Malazgirt Destanı, İstanbul’un Fethi, Doksan Harbi, Birinci Dünya Savaşı (Seferberlik) ile Milli Mücadele ile Kıbrıs Barış Harekatında Kürtlerin(*), Müslüman Türk din kardeşleri başta olmak üzere diğer din kardeşleriyle omuz, omuza savaşarak İslam düşmanlarına karşı savaşmaları.
Bu samimiyetle verilen savaşlarda zaferlerin kazanılması ile vatanımızın işgallerden kurtarılmasıyla mazlum ve mağdurların bu mazlum ve mağdurluklarının giderilmesini çok iyi bilmelerine rağmen kriptolar Müslümanların birliğini kendi istikballeri için tehlikeli olarak gördükleri için bu muazzam başarıları kap karanlık taassuplarıyla görmezden gelirler.!!!
Hatta dönemin askeri sevk şartlarını yok sayarak ,Doksan harbi(Türk-Rus savaşı) ,1. Dünya Savaşının başladığı tarihte Anadolu’nun tamamında asırlardır Kürtlerin mukim olarak bulunduklarını da bilmelerine rağmen bunu görmezden gelirler.
Kürtlerin Orta Anadolu ile Çanakkale Cephesine yakın yerlerdeki illerden cepheye giden Müslüman Türk kardeşleri ile birlikte omuz, omuza katılıp Şehit ve Gazi olmalarını da çok iyi bilmelerine rağmen bu bilginin kendi ideallerine ters düşmesi nedeniyle münafıklar tarafından yok sayılarak din kardeşlerinin arasına oluşturmaya çalıştıkları algılarla fitne sokma çabası içinde oldular.
Bu fitnenin ana konularından birisi Kürtlerin kendi devletlerini kurmak istedikleri yönündeki yalan ile 1. Dünya Savaşı yenilgimizin ardından milli devletin kurulmasına kadar çıkartılan iç isyanlarda Kürtlerin en çok isyan çıkartan olduklarını utanmadan arlanmadan ellerinde hiçbir somut dayanak olmadan belirterek emperyal emellerini gerçekleştirmek için iki din kardeşini birbirine düşman ettirmek isterler.
Bir kısım kriptolar özellikle sabataycılar bir taraftan bunu yaparken, diğer taraftan ise bölücüleri tahrik etmek için Kürtlerin Müslüman-Türk din kardeşleriyle omuz omuza yaptıkları mücadeleyi yok saymalarının yanında Kürt varlığını da nice onlarca sene yok saymalarıyla elleriyle oluşturdukları bölücülerin bununla tahrik edilmesine de çanak tuttular!
KÜRTLER EMPERYALİSTLERİN ALTIN TABAK İÇİNDE SUNDUKLARI DEVLET KURMAYI 10 ASIRDIR ETLE TIRNAK OLDUKLARI MÜSLÜMAN TÜRK KARDEŞLERİNDEN AYRILMAMAK İÇİN UGULAMADILAR!
Osmanlı İmparatorluğu’nun zayıflamasından itibaren bu devletin parçalanması için İsrail yatçıların başlattığı daha sonra ise başta sabatayistler ve Rus İmparatorluğu ile İngiliz İmparatorluğunun emellerine ulaşabilmeleri için gönderilen Anadolu’da isimleri ”Sarı Hocalar” olarak bilinen ajan din adamları ile bunlar tarafından yetiştirilen kriptoların 1071’den bu yana din kardeşliğiyle etle tırnak olan Türkler ile Kürtler ’in arasını açabilmek için uydurdukları “Kürtler Türkiye’den ayrılarak kendi devletlerini kurmak istiyorlar” saçmalığıdır.!!!
Bu saçmalığa en somut kanıtı Sevr Antlaşmasıdır.
ALTIN TABAK İÇİNDE SUNULANI DİN KARDEŞLİĞİYE YERLE YEKSAN EDİLENİ UNUTAN AHMAKTIR!!!
Sevr antlaşmasında ”Kürt Bölgesi (madde 62-64): İngiliz, Fransız ve İtalyan temsilcilerinden oluşan bir komisyon Fırat’ın doğusundaki Kürt vilayetlerinde bir mahalli/yerel yönetim düzeni kuracak; bir yıl sonra Kürtler dilerse Milletler Cemiyeti’ne bağımsızlık için başvurabilecek;(*:1)” diye belirtilen Kürtlere Milletler Cemiyeti (Günümüz Birleşmiş Milletleri) tarafından verilen hakkın ”Biz Müslüman Kürtler Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed(S.A.V.)’in “Birlikte rahmet, ayrılıkta azap vardır” Hadis-i Şerif’inin gereğini yaptılar.!!!
Bu Hadis-i Şerif’in emri ile Türk kardeşlerimizden ayrılmak istemiyoruz” diyerek emperyalistler tarafından altın tabak için de sunulan hakkın kullanılmamasıdır.!!!
Mevla’mız izin verirse bu günkü konumuza Çarşamba günü kaldığı yerden devam edeceğim.
Aklı izanı ve vicdanı olanın bölünmenin ülkemizin istikbalini karartacağı ve hiç kimseye faydasının olmayacağını bilmeleri.!
Bölünmenin aksine birliğin ise herkese sayılamayacak kadar maddi ve manevi faydalarının olduğu bilinciyle okunması dileğiyle.
Din kardeşliğinin ete kemiğe bürünmüş halinin somut sonucu olan Şanlı Malazgirt Zaferimizin 953. Yıl dönümü kutlu olsun.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
Devamı Çarşamba’ya.
(*) Aksaray merkez ilçeye bağlı kendi köyüm Yanyurt’tan emmim oğlu merhum İsmail Sarıkaya ,hem annem hem babam tarafından akrabam olan Celal Çelebi ve Babamın halasının torunu Ortaköy ilçemize bağlı Ozancık köyünden akrabamız Hüseyin Köse Şanlı Kıbrıs Barış Harekatımızın 1. Çıkartmasına katılarak Gazi olan üç akrabamdır.