SÜLEYMANLILAR OY’UNUZ KUR’AN EĞİTİMİNE KARŞI ÇIKANLA SERBEST BIRAKAN, AYASOFYA’YI AÇANAMI?!!!
Zilzilal suresinde Mevla’mızın zerre kadar günah ve sevap işleyenin bunun karşılığını göreceğini asıl işleri ömrünü yüce kitabımızın öğretilmesine vakfeden Üstaz Süleyman Hilmi Tunahan hazretlerinden aldıkları nöbetle Kur’an-ı kerim öğretmek olan Süleymanlılar cemaati mensupları çok iyi bilirler.
Bu sureyi ve Kuranı Kerimin tamamını Arapça orijinalini okumanın yanında manasının öğrenme eğitimini de alanlar olarak Yüce kitabımızın 28 Şubat döneminde yeniden hortlatıldığı gibi tek parti döneminde 15 yaşından küçüklere öğretilmesinin yasaklandığını da.
Bu yaştan sonra ise velisinin yazılı izin talebine bağlandığından yüce kitabımız Kur’an-ı kerimin unutulmaması kesintisiz okunmasının sağlanması için Üstaz Süleyman Hilmi Tunahan hazretlerinin bodrumlarda, mağaralarda tiren vagonları başta olmak üzere Allah(c.c.) ın kelamının unutulmaması için kelimelerle anlatılmayacak zorluklara katlanarak geçen hayatını da çok iyi bilirler
Süleyman Hilmi Tunahan kadar sıkıntı çekmeseler de aynı baskıları yaşayan büyüklerimizden anlatılanlardan bilen milyonlarcasından birisi olarak bende merhum babam Hacı Şammas’ın gözyaşlarıyla anlattıklarından bilenim.
ALLAH(C.C.)”MÜMİN ERKEKLERLE, MÜMİN KADINLAR BİR BİRİNİN VELİLERİDİR” SÖZÜNÜN GEREĞİ İÇİN YAZIYORUM
Yüce dinimizin yüce kitabının Tevbe suresinin 71. Ayeti kerimesinde Mevla’mız mealen” “Mümin erkeklerle mümin kadınlar da birbirlerinin velileridir. Onlar iyiliği emreder, kötülükten alıkorlar, Namazı dosdoğru kılarlar, Zekâtı verirler, Allah ve Resulüne itaat ederler. İşte onlara Allah rahmet edecektir. Şüphesiz Allah azizdir, hikmet sahibidir.” Ayetinin gereğini yerine getirmek için bu yazıyı yazıyorum.
SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN HAZRETLERİ MENDERESTEN NEYİ YAPMAZ İSE KELLESİNİN GİDECEĞİNİ SÖYLED?!!!
Bunu Bitlis’in Nurşen(Güroymak) ilçesinden1968 yılında vefat eden Şeyh Nasır Kocaman’ın oğlu Şeyh Abdullah KOCAMAN 2000’li yılların başında Süleymanlı teşkilatından Tatvan Saadet Cami’sinde görevli imamına anlatıyor.
Daha önce cemiyetin mensuplarından bir kişi tarafından birlikte yaptığımız şehirlerarası yolcuk esnasında bizzat duyduğum.
İstanbul’daki bir mensubu ile de 5 Mayıs Cuma ve 7 Mayıs Pazar günkü bu konudaki paylaştığım ve kendisinden teşekkür aldığım yazılara ’da konu olan Başbakan Menderes ve Süleyman Hilmi Tunahan arasında İstanbul Lezzet lokantasında Ellili yılların sonuna doğru geçen konuşmayı da Süleymanlı cemaatine mensup olanların tamamına yakını bilir
Şey Abdullah Tatvan Saadet Camii imamı olan Süleymanlı hocaya verdiği bilgide” Babamın sbir sağlık sıkıntısı için Elli yılların sona doğru İstanbul’a gitmiştik.
Burada Lezzet lokantasında Adnan MENDERES ile babam Şeyh Nasır sohbet ettiler.Bir ara Menderes: ‘Şeyhim İstanbul’da büyük âlim ve şeyh Süleyman Efendi(k.s) vardır.Seni onunla tanıştırayım mı?’ dedi.
Babamda ‘iyi’ olur dedi.Derken Süleyman Efendi arandı. Ama gelmedi.Bu defa Başvekil aracını gönderdi.
Süleyman Efendiyi getirdiler.Şeyh Süleyman (k.s) içeriye girdi. Oldukça heybetli sanki biraz da celalliydi ve bir Başvekile gösterilen tazim v.b hali göstermedi.
Normal bir muamele gösterdikten sonra hal-hatır soruldu. Ardından Adnan MENDERES babam Şeyh Nasıra dedi ki:
‘Şeyhim, Süleyman Efendi bize kırgındır. Bizi barıştırır mısın?’ dedi.
SÜLEYMAN HİLMİ TUNAHAN HAZRETLERİ ŞEYH NASIRIDA ŞAHİT TUTARAK KURAN OKUNMASININ VE KURAN HARFLERİNİN ÖĞRETİLMESİNİN SERBEST BIRAKILMAZ AYASOFYA’I AÇMAZ İSE MENERES BAŞINDAN OLACAK”
Bu söz üzerine Şeyh Süleyman Efendi (k.s) şecaatle:“Şeyh Nasır! Şeyh Nasır! Sen şahit ol! Ben diyorum ki; Huruf-u Kur’an-ı iade et, Ayasofya’yı ibadete aç, Maarifte din eğitimine ehemmiyet ver ve Ulum-u Diniyye üzerinde ki baskıları kaldır yoksa başından olacaksın.
Başvekil ise hafife alıyor.”
Bunun üzerine Başvekil babama :‘Şeyhim bu işlerle benim başımın ne ilgisi var’ deyince babam şeyh Nasır” Başvekilim Âlem-i Mânâ’da işler nasıl yürür bilmem ki’ dedi ve konu kapandı.
Az sonrada Süleyman Efendi oradan ayrıldı. Aradan bilmem ne kadar geçmiş ti ki bir gün radyoda Başvekilin asıldığını dinledim. Ve abdest almakta olan babam Şeyh Nasır’ın yanına gittim. Dedim ki:”Babo! Babo! Menderes’i asmışlar.”
Babam biraz durdu. İstirca etti. Ardından dizine vurdu: “Guremin şeyh Süleyman çigamezine çigot usaderket (Oğlum Şeyh Süleyman ne kadar büyük zat imiş ne dediyse hepsi çıktı)’ dedi.”
KUR’AN YASAĞINI ERDOĞAN KALDIRIP ANAOKULUNDAN ÜNİVERSİTEYE KADAR EĞİTİMİN TÜM KADEMELERİNDE SERBEST BIRAKILMASINI, AYASOFYAYI VE BAŞÖRTÜSÜ YASAĞINI ERDOĞAN VE ARKADAŞLARI KALDIRDI!!!
, TBMM’sinde serbest olmasını kim sağladı.
Mazlum Ayasofya’yı mazlumluktan kim kurtararak Camii olarak kim ibadete açtırdı?
SÜLEYMANLI KARDEŞLERİM”28 MAYIS’TA OY’UNU KUR’AN’I KERİMİN ÇOCUKLARIMIZA ÖĞRETİLMESİNE “ORTA ÇAĞ ZİHNİYETİ” DİYEN GRUP BAŞKAN VEKİLİ HAKKINDA İŞLEM YAPMAYANAMI, SERBEST BIRAKANAMI VERECEKSİNİZ?”
Üstaz hazretlerinin Başbakan Menderes’e söylediklerini bilen Süleymanlı kardeşlerime eğmeden bükmeden soruyorum;
Üstaz hazretlerinin Menderesten istediği Kur’an’- kerim Ana okullundan eğitimin tüm kademelerinden serbest bırakılması bırakılmasıyla Ayasofya’nın açılmasını kim sağladı?!!!
Dinimizin emri olan Başörtüsünü üniversitelerle tüm okullar ile kamu ve özel kurumlarında ve sakalın serbest bırakılmasını ,dindarların imtihanı kazanmaları halinde Askeriye ile Polis ve tüm hukuk kurumlarında görev alabilmelerinin önünü Erdoğan sağladı.
Bu bilgiler ışığında 28 Mayıs günü sandığa vardığınızda 2008 yılında 411 Milletvekilinin oyu ile kaldırılan baş örtüsü yasağının iptali davasın dilekçesinin altına imzası bulunan, Yüce kitabımızın çocuklarımıza öğretilmesini orta çağ zihniyeti diyen grup başkan vekilini cezalandırmayan,14 Mayıs öncesi bölücü terör örgütü yandaşları tarafından fiilen ve alenin açıklanan Kılıçdaroğlu’na mı?
Yoksa yeniden birlikte hatırlayacak olursak yüce kitabımızın anaokulundan itibaren tüm eğitim kademelerinde serbest bırakan, Ayasofya’yı Camii olarak açtıran, dinimizin ibadetlerinin rahatlıkla yaşanması üstündeki yasakları ,dindarların tüm devlet kademelerinde görev alması yasağını kaldıran Cumhurbaşkanı Erdoğan arasında yaptığınızda Allah(c.c.) ın emri ve Peygamberimizin uygulamaları gerçeğinde tercihiniz kimden yana olacak? !!!
Peygamber efendimiz Hz. Muhammed(S.A.V.)’in” Yâ Rabbi, hakkı hak olarak gösterip, ona uymayı; bâtılı bâtıl olarak gösterip, ondan kaçınmayı bana nasip eyle!” sözünün gereği” Hakkı hak bilip hakka ittiba Batılı batıl bilip batıldan ictinab etmeye kavuşmaları ve kavuşmamızın idrakiyle Pazar günü sandığa varılıp gereğinin yapılması dileğiyle.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.
(*) Müslümanın din kardeşinin velisi olduğuyla ilgili ayeti” https://www.vavtv.com.tr/vavradyo/haberler/2023/03/12/muminlerin-din-kardeslerine-karsi-mukellefiyetleri”inden aldım. Emeği olanlardan Mevla’mızın razı olmasını niyaz ediyorum. Ali Genç