GERÇEK MİLLİ EGEMENLİK MİLLET İRADESİNİ PARTİ GENEL BAŞKANLARINDAN ALINMASINDA!!!
Salı günü çocukluğumuzda okuduğumuz 23 Nisan şiirindeki gibi içimize neşe dolması gerekirdi.
Çünkü 23 Nisan millete milli iradenin kayıtsız şartsız verilmesinin yıl dönümü olmasından dolayı insanların içine neşe doluyordu.
O zaman dolan neşe şu anda neden dolmuyor?!!!
Gelin insanların neden neşe dolu olamadıklarına geçmeden önce 103 yıl öncesinden başlayarak milli egemenliği kayıtsız şartsız millete veren anayasaları önce sırasıyla birlikte okuyalım.
102 YIL ÖNCE B.M.M’LİSİNİN AÇILMASINDAN 10 AY SONRAKİ ANAYASADA EGEMENLİK KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİ!
104 yıl önce bugün işgal altındaki vatanımızı işgalden kurtarmak için 23 Nisan 1920 Cuma günü açılan Büyük Millet Meclisi’nin açılmasından 10 ay sonra 21 Ocak 1921’de kabul edilen ilk anayasamızın 1. maddesi milli egemenlik için şöyle diyordu;
“Egemenlik Kayıtsız Şartsız Milletindir. İdare usulü, halkın mukadderatını bizzat ve bilfiil idare etmesi esasına dayanır.” denilmektedir.
100 YIL ÖNCE CUMHURİYETİMİZİN İLAN EDİLDİĞİ GÜN KABUL EDİLEN YENİ ANAYASADA DEVLETİN ŞEKLİNİN CUMHURİYET OLDUĞUNUN BELİRTİLMESİNDEN SONRA 1921’DEKİ MİLLİ EGEMENLİK MADDESİ AYNEN KORUNDU!
29 Ekim 1923 tarihinde kabul edilen 364 sayılı kanunla anayasadaki yönetim şekli değiştirilerek devletin yönetim şeklinin Cumhuriyet olduğu ilan edilirken 21 Ocak 1921 tarihli anayasadaki millet egemenliği maddesi aynen muhafaza edildi.
99 YIL ÖNCEKİ ANAYASADA ”MİLLİ İRADEYLE SEÇİLEN VEKİLLER MİLLET ADINA EGEMENLİĞİ KULLANIR”DİYOR!!!
24 Nisan 1924 günü TBMM’sinde kabul edilen Anayasanın milli egemenliği düzenleyen maddesinde;
“ Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir. Madde 4.- Türk milletini ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi temsil eder ve millet adına egemenlik hakkını yalnız o kullanır. Madde 5.- Yasama yetkisi ve yürütme erki Büyük Millet Meclisinde belirir ve onda toplanır.” deniliyor.
1923’le 1946 arasındaki iki başarısız çok partili seçim denemesi ile 21 Temmuz 1946’daki Demokrat Partinin girdiği ilk genel seçimde de o zamana kadarki açık oy gizli tasnif garabeti nedeniyle anayasaların açık emirlerine rağmen millet egemenliği maalesef sandığa aksedememişti.!!!
MİLLETİN GERÇEK MANADA MİLLİ İRADESİNİ SANDIĞA AKSETTİRDİĞİ İLK SEÇİM 14 MAYIS 1950 GENEL SEÇİMİ OLDU!
74 yıl önce 14 Mayıs 1950’da yapılan ilk gizli oy açık tasnif yöntemiyle milletin oyunu perde arkasında rahatça kullanabilmesiyle açık oy gizli tasnif garabetine son verildi.
21 Temmuz 1946’da bu garabetle yapılan son seçimde 61 milletvekilliği çıkarttığı belirtilen Demokrat Parti milletin iradesinin Cumhuriyet tarihimizde ilk defa tam olarak sandığa aksettirilmesiyle 416 milletvekilliği kazanırken 1946’daki açık oy gizli tasnif garebetiyle seçimde 397 vekil kazandığı belirtilen CHP ise 46’da kazandığı belirtilen vekil sayısının 328 eksiğiyle 69 Milletvekili çıkartabilmesiyle ülkemize her yönden şan veren Demokrat Partinin 10 yıllık iktidarı başladı.
Türkiye’yi 10 yılda 10 misli kalkındıran bu iktidar döneminde akla gelen maddi ve manevi birçok yasakların kaldırılarak milletin hem inanç ve ibadet, hem de mali yönden kelepçelerini kıran dönemde millet iradesinin de tam olarak sandığa aksettirilmesi sağlandı.
MİLLETİN GÖNLÜNDEKİ MENDERES’İ ABD MEDYASININ GÜNÜMÜZDE CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’A YAFTALANAN OTORİTERLİKLE SUÇLAYAN HABERLERİNDE ETKİSİYLE DEVRİLMESİYLE ATANMIŞLAR MİLLET İRADESİNE ORTAK EDİLDİ!
10 yıl boyunca doya, doya milli iradesini sandığı aksettiren millet bunun karşılığında ise inanç ve ibadet hürriyetinin sağlanmasının yanında yol parası ağnam ve aşar gibi milleti canından bezdiren vergileri kaldırarak veya millet lehine hafifletmesiyle sağlanan kalkınmalarla milletin desteğinin karşılığı verildi.
Türkiye’nin kendi ayakları üstünde durmasını istemeyen emperyalistlerden ABD ile günümüzde de özellikle Gazze’de üç maymunu oynayan diğer emperyalistlerin medyasıyla bunların yolundan giden muhalefet yanlısı medya tarafından oluşturulan alt yapı neticesinde 27 Mayıs 1960’daki darbeden 14 ay sonra yapılan 9 Temmuz 1961’de gerçekleştirilen referandumla kabul edilen anayasanın milli egemenliği düzenleyen 4. maddesiyle atanmışlar millet iradesine resmen ve alenen %51 hisseli orta gibi ortak edildi.
4. maddede önce ”Egemenlik kayıtsız şartsız Türk Milletinindir.” diye belirtilirken daha sonra bu madde sündürülerek devam eden cümlemde” Millet, egemenliğini, anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organlar(!) eliyle kullanır.” denilerek milletin emrinde olması gereken atanmışlar milletin üstünde egemen hale getirildi.
12 Eylül 1980 Darbesinden sonra 1982 yılının 7 Kasım günü yapılan referandumla kabul edilen anayasada da maalesef egemenlik maddesi 1961’deki gibi aynen muhafaza edildi.
MİLLİ İRADESİNİN TECELLİGAHI TBMM’SİNE KİMLERİN ADAY OLACAĞINA MİLLET YERİNE PARTİ GENELBAŞKANLARI VE GENEL MERKEZLERİN KARAR VERMESİYLE MİLLİ İRADENİN ASIL SAHİBİ OLAN MİLLET “NOTER”OLDU!
Hiçbir parti ayrımı yapılmaksızın vekilliğe, büyükşehir, il ve ilçe ile beldelerin belediye başkanlığına kimin aday olacağına genel başkanlar ve genel merkezler karar verdiklerinden, milletin ise noter yapılmasıyla milli irade millet adına genel başkanların ve genel merkezlerin teşkilatların oldu.
Milletimizin gerçekten de 23 Nisanlarda içlerine neşe olması için genel başkanlar ile genel merkezlerde olan aday belirleme yetkisinin de bizzat milletin kendisine verilmesi.
Hatta birde belirlenen adaylar arasında da 1991 Genel Seçimlerindeki gibi milletin sandıkta adaylar arasında da tercih yapılmasının sağlanarak millet egemenliğinin gerçekten de yeniden sağlanması dileğiyle
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.