GERÇEK CUMHURİYET’TE AYM BAŞÖRTÜSÜ SERBESTLİĞİNİ İPTAL EDEBİLİRMİYDİ?!!!
Türkiye’nin gerçek tende ismindeki gibi cumhurun iradesine dayanan bir ülke olabilmesi için mahremimize namahrem elinin değmemesi için Şehit olanların kemikleri sızlatılarak dinimizin örtünme emri olan başörtüsüyle üniversitelerde okumak isteyenlerin enselerinde boza pişirilerek dünya On yıllarca kendilerine dar edilmişti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Başbakanlığı döneminde MHP lideri Bahçeli ile bu sıkıntının aşılabilmesi için sağlanan işbirliğiyle 6 ve 9 Şubat 2008 tarihlerinde TBMM’sinde yapılan oylamayla 411 milletvekilinin oyuyla ilgili anayasa maddelerine eklenen cümlelerle bu çağ dışı anti insani, dini ve ahlaki yasak kaldırıldı.
Bu yasağın kaldırılmasından sonra o zaman milletvekili olan CHP Genel başkanı Kılıçdaroğlu’ nun da içinde bulunduğu CHP,DSP ve bağımsız milletvekilleri tarafından Anayasa Mahkemesi’ne götürülen bu meclis kararı AYM ’nin yetkilerini düzenleyen maddeyi umursamayarak 05.06.2008 günü verdiği kararla iptal etti.
STATÜKONUN HÜKÜMETİN BAŞÖRTÜSÜ DEĞİŞİKLİĞİNE CEVABI PARTİYİ KAPATMA DAVASI OLDU!!
1961 Anayasasıyla yasam ve yürütmenin büyük ortağı haline getirilen laiklik ilkesini membaı olan Fransa ve diğer demokrasi seviyeleri yüksek olan ülkelerin aksine Arnavutluk’un komünistlik dönemindeki lider i Enver Hoca yorumuyla tanımlayanlar Şehit kanlarıyla sulanan nüfusunun %99’u Müslüman olan ülkemizde dinimizin ve değerlerinin yaşanmasını istemediklerinden bunu sağlamaya çalışanları devamlı hedef tahtasına oturtuyorlardı.
Bu düşünceyle Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya’nın AK Parti’nin “laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği” gerekçesiyle, partinin kapatılması, başta Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olmak üzere 71 kişinin 5 yıl süreyle siyasetten men edilmesi için 14 Mart 2008 günü Anayasa Mahkemesine açtığı dava 31 Mart günü kabul edildi.
30 Temmuz’a kadar süren davada Ak Partiye ölüm gösterilerek hastalık kabul ettirilerek kapatılmayarak hazine yardımının bir kısmının kesilmesi cezasının verilmesiyle sonuçlandı.
AÇILIMLAR, ARDINDAN GELEN GEZİ, 17-25 ARALIK VE 15 TEMMUZ KALKIŞMALARINI MİLLETE DAYANILARAK ORTADAN KALDIRILMASINA RAĞMEN HALEN GENEL BAŞKANLAR MİLLETTEN BÜYÜK!
2002 Genel Seçimleri ile milletin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve şahsında partisine 21 yıldır aralıksız olarak verdiği desteğe ve Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her yerde ve özellikle BM Genel Kurulunda dillendirdiği “Dünya beşten büyüktür.” sözü maalesef cumhurun gerçek manada hakimiyetine gelince bu söylem ülkemizde havada kalıyor.!!!
Seçim kurulu gözetiminde kaydı yapılan ve yine aynı şekildeki gözetimle belirlenecek delegeler tarafından belde, ilçe, şehir ve büyükşehir belediye başkanlığı ile milletvekilliğine kimin aday olacağına karar verilmesi gerekirken Erdoğan ve partisinin genel merkeziyle birlikte değer partilerde de aynı şekilde adaylığa genel başkanların, genel merkezlerle teşkilatların karar vermesiyle sırasıyla genel başkanlar il ve ilçe teşkilatları fiilen milletten büyük.!!!
Fiili uygulamanın bu şekilde olmasıyla seçilenlerde millet yerine genel başkan ile genel merkezlerin ve il ile ilçe teşkilatlarının adamı oluyor.
ADAYLIKLARA GENEL BAŞKANLARIN VE GENEL MERKEZLERİN KARAR VERMESİYLE SEÇİLENLER MİLLET YERİNE GENELBAŞKANIN VE GENEL MERKEZİN ADAMI OLMAYI TERCİHLE MİLLETEN KOPUYORLAR!!!
Seçilenleri milletin adamı yerine genel başkanın ve teşkilatların adamı yapan uygulama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Dünya beşten büyüktür.” Sözü ucu ucuna tezattır.!!!
100. yılını dün kutlayan Cumhuriyetimize ve cumhuriyetimizi oluşturan Cumhura bu anti demokratik uygulama en hafif şekliyle milleti adam yerine koymamaktır.!!!
Zaman geçirilmeden bu anti demokratik genel başkanları cumhuriyetin asıl sahibi olan cumhurdan büyük yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın her vesile ile tek dayanağı olduğunu belirttiği milleti hafife almaktır.
Millete sadece Noterliği uygun gören bu anti demokratik uygulamanın zaman geçirilmeden yapılacak yeni tam sivil, tam demokratik milli ve yerli anayasa ile tüm makamlara adaylık yetkisinin de millete verilmesiyle ortadan kaldırılması dileğiyle.
Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümü bir kez daha aynı samimi dileklerle kutlu olsun.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.