BÜYÜK ZAFERİN ŞEHİT VE GAZİLERİ UYANSALAR!
Gerçekten de merak ediyorum.!!!
Yunanı ve onları açıktan ve gizlice destekleyenleri denize dökmek için başlanan Tarihimizin şanlı destanlarında” Büyük Taarruz” ve nihayetinde Yunan’ın İzmir’de denize dökülmesine kadar en kıymetli arlıkları olan canlarını Hakkın rızası için feda ederek Şehit olanlar ve çeşitli yerlerinden yaralanarak Gazi olan kahraman vatan evlatları bunu neden yaptılar?!!!
Bu sorunun cevabı İstiklal şairimiz merhum Mehmet Akif Ersoy tarafından yazılan ve asla bir daha yazılmaması temennisinde bulunduğu milletimizin imanlarından gelen birliğini muhafaza ettikçe kıyamete kadar İznillah okunacak olan İstiklal marşımız 8. Katasında;
“Ruhumun senden İlahî, şudur ancak emeli:
Değmesin mabedimin göğsüne namahrem eli.
Bu ezanlar, ki şehadetleri dinin temeli,
Ebedî, yurdumun üstünde benim inlemeli!!!” dizeleriyle en net şekilde açıkladığı gibidir.!!!
Yani bu ana kuzuları en kıymetli varlıkları olan canlarını Hz. Adem(A.S.) atamızdan İstiklal savaşımıza kadar ve İstiklal savaşımızda da tatlı canlarını sev seve toprağın kara bağrına verenler bunu kuru toprak parçası ve bu toprak üstünde bulunan binaları ve insanları kurtarmak için yapmadılar?!!!
HZ.ADEM(A.S.)ATAMIZDAN KURTULUŞ SAVAŞIDA DAHİL CANLARIN SEVE SEVE VERENLER EZAN SUSMAMASI,BAYRAĞIMIZIN GÖNDERİNDEN İNMEMESİ,MAHREMİMİZE NA MAHREM ELİNİN DEĞMEMESİ İÇİN YAPTILAR!!!
Kendilerine kahraman denilmesi, Şehit ve Gazi denilmesiyle evlatları ve ailelerinin de bununla övünmeleri içinde yapmadılar!!!
Hz. Adem(A.S.) atamızdan günümüze kadarki sayısını yalnızca Mevla’mızın bildiği Şehit ve Gazilerimizin yaptıkları gibi Hakkın emri olduğu ve O’nun O Yüce rızasına kavuşmak için.
Bu çerçeve de Ezanı Muhammed iyenin minarelerimizden dinmemesi, Mahremimize Na mahrem elinin değmemesi için mi?!!! Yapıldı.
Yani Mabudumuzun rızasına kavuşmak için Yüce dinimiz İslam ve Onun değerlerinin kıyamete kadar yaşatılması, buna engel olan ve olabilme ihtimali olanların ortadan kaldırılması içinmi yapıldı?
Elbette ki bu mücadele kuru toprak parçasının kurtarılması için yapılmadı.
Hakka hizmetin Halka hizmetten geçtiği bilinciyle Onun rızası için Yüce dinimiz İslam’ın en iyi şekilde öğrenilmesi, öğrenilenlerle amel edilen bir yaşantının topraklarımızın her santiminde hakim olması için canlar feda edildi, bu uzuvlar kaybedildi!!!
KURTULUŞ SAVAŞINDA BİNLERCE KİŞİ TEK PARTİ DÖNEMİNDE BİNLERCE CAMİNİN SATILMASI,EZANIN EVRENSEL HALİNİN YASAKLANMASI ,KUR’AN EĞİTİMİNİN VE HACCIN YASAKLANMASI İÇİNMİ ŞEHİT VE GAZİ OLDU?!!!
Bu orta başlıkta belirtilen tüm yasaklar imanla kurtarılan vatanımızda tek parti döneminde yaşanmadığını iddia en var mı? !!!
Olanın alnını karşılarım.
Bırakın tek parti dönemini tüm darbelerde bunların horlatılmak istenmesi özellikle 28 Şubat döneminde başlayıp 2010 yılı anayasa referandumunun sonucuna kadar bu vatanın dindarlarına öz yurtları dar edilerek kendileri parya görülerek inanların ensesinde onlarca yıl boza pişirilmesini yaşı 25’i geçen herkes bilir.
HERKESİN DİNİ KENDİSİNE AMMA MÜSLÜMAN MEMLEKETİNDE RAMAZANDA AÇIKTA ORUÇ YENMEZ
O şehitlerimiz ve Gazilerimiz özelliklede bu günkü yazımızın konusu olan Büyük Taarruzun ve kurtuluş Savaşının tamamının Şehit ve Gazileri de Hz. Adem(A.S.) nin gününden şimdiye kadar Şehit ve Gazi olanların tamamı yakın zamana kadar bu ülkede dinimizin sembolü başörtüsünün yasaklanması, takanların cezalandırılmaları ,dindarların u kamusal alandan çıkartılması için mi canlarını feda ettiler?!!!
İslam ülkesi olması için canlarını feda ettikleri Türkiye’de Ramazan günü caddelerde, sokaklarda, çarşıda, pazarda insanların gözünün içine baka ,baka oruç yemelere için mi savaşarak Şehit ve Gazi oldular?!!!
Bu Şehit ve Gaziler uyansalar ne yaparlardı?!!..
Bu günkü yaz maksadına uygun tamamlanmadığından Mevla’mız izniyle Cuma günü devam edeceğim ülkemizin birlik ve diriği ve bunun kıyamete kadar devam etmesi için okunması ve okutturulması dileğiyle.
Rabbim yar ve yardımımız olsun.
Devamı Cuma’ya.
(*) İstiklal marşımızın konumuzla ilgili 4 kıtayı https://tdk.gov.tr/genel/istiklal-marsi/dan aldım. Akif merhum ve bu satırları buraya koyanlardan Mevla’mız razı olsun. Ali Genç.