31 MART SEÇİMİNİN SONUCU VİCDAN VE CÜZDAN ARASINDAKİ TERCİHTE !!!
İkinci dünya savaşını Almanların kaybetmelerinden sonraki fedakârlıkları ve bununla sağlanan başarıları dünya kamuoyunda birlikle elde edilen başarıya en iyi örnek olarak gösterilir.!
Türkiye dede batıda 7 Mayıs, doğuda da ise iki gün sonra yani 9 Mayıs 1945’te galiplere hiçbir şart koşmayarak teslim olan Almanların uzun yıllar genel olarak patates tüketmeleri, gömlek ve diğer elbiselerine bir düğme eksik dikmeleri başta olmak üzere yaptıkları fedakârlıkla oluşturdukları tasarrufla şartsız olarak teslim olmalarının üstünden 15 yıl geçmeden yaralarını sarıp kalkınmalarını yabancı iş gücüne ihtiyaç duyacak seviyeye getirmeleri dilden dile övgüyle anlatılır.!!!
Türk insanı Pazar günü yapılacak seçimde aklı izanı ve vicdanı olanların yaptığını, yani sağduyu sahiplerinin çok iyi bildikleri gibi geçen seneki 14 Mayıs seçimindeki gibi 22 yılda oluşturulan samimiyetle elde edilenleri analog filim kareleri gibi gözlerinin önünden geçirmeleriyle ülkemizin bekasının gereğini veya algılara kapılarak aksinin tercihleri belirleyecek.
TÜRKİYE HASTALARI,ÖLÜLERİ VE BEBEKERİ HASTANELERDE REHİN ALINAN DURUMDAN GERİDEMİ!!!
Pazar günü sandığa gidenler öncelikle 2002 ile günümüzü 15 Temmuz kalkışmasının ve Korona nın tahribatında göz önüne getirip kıyaslanmasını.
Bu çerçevede 22 yıl önce doktor muayenesinden başka işi yaramayan yeşil kartı.
SSK’lıların kurumun muadil ilaçlarına mahkumiyetini!, SSK hastanelerinden başka tercihlerinin bulunmamasını, SSK dispanserleri ile hastanelerinde uzun ilaç sırası alma kuyruğu ve ardından ise kuyruğun başına ilaç yüzdesi için istenen bozuk para olmayınca çıkıp bozuk para bulduktan sonra tekrar kuyruğa girmeleriyle ömürlerinin gece karanlığında başlayıp akşamın gün batımına kadar kuyruklarda geçmesi başta olmak üzere çalışanların kurumun âdeta kölesi olmalarını.!
Sosyal güvencesi olmayanlardan bin bir zahmet ve aracı desteğiyle hastaneye yatanların zar zor tedavilerinin ardından parası olmayan hastalarla beraber doğum yapan anneler ile bebeklerinin hatta ölülerin bile tedavi ücreti ödeninceye kadar veya yakınları tarafından ödeme yapma taahhüdü olan senet imzalanıncaya kadar cesetlerin rehin alınması gibi olumsuzlukların yaşandığı dönemi bir düşünün.
Birde şimdiki isteyenin ülkemizin her yerindeki tüm sağlık kuruluşlarına hiç bir seve gerek kalmadan sadece T.C. kimlik numaralarını söyleyerek tedavi olmaları ve istedikleri eczaneden ilaçlarını almalarını.
Telefon açılmasından maksimum 10 dakika sonra ambulansların(can kurtaran) ların, gereğinde helikopter ve uçak ambulans(can kurtaran) gelmesi, hastaların başka şehirlere sevk edildiklerinde yaşanan yer bulma sıkıntısının önce yatışlarının yapılacağı yer sevki yapacak kurum tarafından belirlenip onaylanmasından sonra hasta sahibinin cebinden para çıkmadan sağlanması başta olmak üzere o zamanki sağlıktaki durumun günümüzden daha mı iyiydi? sorusunu sormaları!!!
Aileleri tarafından saklanan engellilere sosyal devletin gereğinin yerine getirilmesiyle hem tedavilerinin yapılması, tekerlekli arabalar ,evlerde tedavi edilenler için gerekli yatak ve diğer imkanların sağlanmasının yanında hem engelliye hem de bakanlarına maaş bağlanması.
Yaşlılardan kimsesizlerin evlerinin temizlenmesi ve yemeklerinin yapılması gibi imkanlar 2002’nin gerisinde mi ilerisindeki olduğunun akıl ve izanla analizinin yapılması.!!!
TEK GİDİŞLİ YOLLARDA TÜKETİLEN ÖMÜR VE HER GÜN YÜZLERCE CANA MAL OLAN TRAFİK KAZALARINIDA UNUTMAYIN!!!
Türkiye’nin ihracatının 36 milyar dolardan bunun10 misli olan seviye yaklaştırılması, kişi başına düşen milli gelirin 2500 dolardan 5 mislinden fazla arttırılarak 13 Bin dolara çıkartılması,.
Savunmada %20 seviyesinden %85 seviyesine gelmemiz ,ulaşımda orta başlıktaki seviyeden istisna dışındaki 81 ilin ve ilçeler arası yüksek standartlı duble yollar, otobanlar, hava limanları, hızlı ve yüksek hızlı trenler, İstanbul boğazının hem üstten hem alttan defalarca birbirine sağlanması ,dünyanın en büyüklerinden olan Çanakkale asma köprüsü, İzmit körfez geçişi asma köprüsü ,mesafeleri kısaltan yolcuları iklim etkisinden kurtaran yüzen fazla tünellerle ulaşımın kolaylaşması ve daha nicelerinin de yapılması geçmişle kıyaslanmalı.!!!
22 yılda motorlu araç sayısının en az 3 misli artmasına rağmen meydana gelen trafik kazaların oranının ve buna bağlı can ve mal kaybındaki azalmada siyasi taassup yerine akıl ve vicdanın süzgecinden geçirilmeli.
TÜRKİYE GENELİNDE DOĞALGAZ KULLANANLAR %17’DEN %90 ‘LARA ÇIKTI, ÜNİVERSİTESİ OLMAYAN İL KALMADI!!!
2002 yılında Türkiye genelindeki doğalgazdan faydalananların oranı %17 iken Türkiye’nin tüm illeri ve ilçelerinin tamamına ve binlerce beldesine yakının bu temiz enerjiyle tanıştırılmasıyla bu oranın %90’lara ulaşmasıyla ısınmada kullanılan kömür ve tabiata daha fazla karbon salan yakıtların sebep olduğu çevre kirliliğinin ortadan kaldırılmasının yanında ısınmada kullanılan doğanın(tabiatın) nefes almasını ve daha çok yağış gelmesine vesile olan yüz milyonlarca ağacında kesilmekten kurtarılması da mutlaka kıyas için düşünmeli.
81 İlin tamamına Üniversiteler açılmasıyla öğrencilerin genelinin kendi memleketlerinde eğitim almalarının sağlanmasının yanında okul öncesi, ilk ve ortaokul ile liselerde yeni modern derslik sayısı ile ülke genelinde ikili eğitimin kaldırılarak sınıf mevcudunun 50 ila 60’lardan 25’lere çekilmesiyle velilerin kitap bulma telaşesinin okullar açılmadan öğrencilerin kitaplarının sıralarına konulmasıyla bertaraf edilmesi de unutulmasın!!!
GÖK VATAN,MAVİ VATAN,SİBER VATAN İLE ÜLKEMİZİN BÖLÜCÜ TERÖRDEN KURTARILMASIDA AKILDA KALSIN!!!
2002 deki üstünde oyun kurulan ve ağzına vurularak lokması alınan İMF ile dünya bankası ve nice emperyalist kuruluşlarına yönetimindeki kurumlara olan tam bağımlığı, bu kurumlar tarafından dikte edilen merhum Kemal Derviş modelindeki dayatma.
Bölücü terör başta olmak üzere ipi emperyalistlerin ellerinde olan iç ve dış düşmanlar ile milletimizin lideri dünya mazlum ve mağdurlarının umudu Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısına uyan milletimizin imanlı göğsünü siper ederek al bayraklarımızla nihai hedefleri vatanı parçalamak olan ruhlarını bir dolara satanlardan kahraman ordumuzun elbiselerini giyenlerin ve taraftarlarının 15 Temmuz da heveslerinin kursaklarında bırakılması.
Hainlerin güvenlik kadrolarından ve savunma sanayisi başta olmak üzere ülkemizi her yönüyle şaha kaldıracak kurumlardan temizlenmesiyle meşru savunma ve saldırımızda kullandığımız silah ile mühimmatların tamamına yakınını karşılamamız, milli 5. nesil savaş uçağımızı, tankımız, helikopterlerimizle su üstü ve deniz altı savaş gemlerimizin milli olarak yapılması başta olmak üzere savunma sanayisinde geldiğimiz dünyanın gıpta ettiği seviye.
Bu seviyeyle başta Ermeni işgalindeki Karabağ’ın kurtarılması ,Katar ve Somali de kurulan askeri üslerimiz, bu gücümüzle emperyalistlerin parçalamak istedikleri Libya nın birliğinin sağlanması olmak üzere bu sektördeki %100’e yakın yerlilikle elektronik ve elektrik ile kara ve deniz ile demiryolları ulaşımında kullanılan vasıtalarda da gelinen seviyemizin dünyada ülkemize kazandırdığı prestij.
Gelinen seviye ile terörün yurt içinden tamamen temizlenmesi, ülkemizin yanındaki topraklarda terörist tanlara izin verilmemesi ile Irak ve Suriye başta olmak üzere terör yuvalarının bertaraf edilmeleriyle Gök vatan, Mavi vatan ve Siber vatanımızı korumamız.
Karadeniz de bulunan doğalgazın çıkartılmasıyla terörden temizlenen bölgelerde günlük kapasitesi yakın zamanda 100 bin varile çıkartılması planlanan kendi petrolümüzle enerji faturamızın düşürülmesi ve daha nice başarı aklın ve vicdanın süzgecinden geçirilmesi ahlakın gereğidir.
BAŞÖRTÜSÜ, KATSAYI ZULMÜ İNANCA ZULÜME SON VERİLDİ,AYASOFYA İBADETE AÇILDI, TAKSİME CAMİİ YAPILDI
Laikliğin membaı Fransa ve kalkınma ile demokrasi seviyeleri yüksek ülkelerdeki din ve devlet işlerini birbirinden ayıran laiklik uygulamasının aksine bu prensibin Komünist Arnavutluk’un eski lideri ve eski Yargıtay başsavcısının “Militan Laiklik” anlayışıyla milletimizin inanlarının onlarca yıl kendi öz yurtlarında parya yapılması.
Bu çağ dışı militan laiklik yorumuyla ülkemizin üniversiteye giden yetişkin kız çocuklarından inancının gereği başını örtmek isteyenlerin eğitimlerinin engellenmesi ,kamu kurumlarında çalışan bayanların işlerinden atılması, İmam hatip okulu mezunlarına uygulanan katsayı zulmü, Kur’an eğitimi ve dini eğitimin üstündeki tüm yasaklar.
Bu yasakların günümüzde esemelerinin okunmamasının da asla ve asla unutulmaması!!!
Evladının askerdeki yemin törenine ve ordu evlerindeki düğününe başörtülü anne ve sakallı babaların alınmaması, eşi hatta anne ve ablası ve ablası başörtülü olduğu gerekçesiyle dindar vatan evlatlarının TSK’dan, yargıdan ve yüksek öğretimden atılmasının şimdilerde esemesi okunuyor mu?!!!
Yazının girişinden itibaren 22 yıldaki sağlanan belli başlılarını ancak sayabildiğim olumlu gelişmeler için millet tarafından ödenen faturalar ve geçen sene 6 Şubat ta ülkemizin 11 ilini yerle bir eden onlarca asırda bir yaşanan depremle bu vilayetlerimizde taş üstünde taş kalmamasının tamamen bertaraf edilmesi için gereken 110 milyar dolarlık fatura nedeniyle mevcut sıkıntının oluşmasını.
Bu somut gerçeklere sadece istikbalimiz için geçici olarak yaşanan ekonomik sıkıntılar yerine ilk paragrafta somut örneğini verdiğim Almanlar gibi milletimiz inde sağduyusunu koruyarak dünya ekonomik çevreleri tarafından taktiri ülkemizin kredi notunun arttırılmasıyla tescillenen kararlarla da somutlaştığı gibi yakın zamanda kurtulacağımız gerçeğinin de göz önüne alınarak sandığa Pazar günü gidildiğinde cüzdanımız ve oluşturulan dayanaksız algılar yerine vicdanlarımızın sesinin hem kendimiz hem gelecek nesillerimiz için dinlenmesi dileğiyle.
Cumamız mübarek olsun.
Rabbim yar ve yardımcımız olsun.